19 Aralık 2010 Pazar

YıLLaR...



Çocukluğuma yolculuğa çıktım bugün... 
Kat izlerinde aradım kendimi...
Kokladım bir bir hepsini...

Hep aynı derin kat izleri...
Hep aynı tanıdık koku...








Daha 3 yıl önce Türkiye'de mağaza açmaya başlayan , 100 yıllık bir markanın ürünleriyle doluydu sandığım... Minicik patikler,çoraplar,tulumlar,elbiseler,montlar, hırkalar,battaniyeler, eldivenler ,çıngıraklar.. ve daha Anneciğimin elleriyle ördüğü bir sürü şey.. Yıllara meydan okuyorlar..


Uzun uzun kokladım hepsini.. Her ilmeğine , her düğmesine dokundum...

 Yıllardır nasıl aynı kalabildiklerine şaşırdım.. Öyle ya nerdeyse 30 oluyorum... Nasıl oluyor da sanki bugün alınmış gibi ( bir kaç sandık lekesi hariç ) yepyeni duruyor yıllar önce giydiğim kıyafetler ?

4 yorum:

göldeki ev dedi ki...

annem hiçbirşeyimi saklamamış benim hem çok kıskandım hem üzüldüm sanırım yerinde olsam çok ağlardım

zoitsa dedi ki...

aynı kalamayan tek şey ruhumuz..kesiklerle dolu..lekelerle..

RuYaYLa dedi ki...

Gonlumunbayramları ;
Annem çok sık kullanıp yıprandıkları hariç herşeyimi saklamış.. Göbek bağım bile duruyo o kadar yani.. Tek çocuk olduğum için sanırım böyle..

RuYaYLa dedi ki...

Zoitsa;
En çok yara alan ruhumuz zaten... Hep eksik, hep yaralı, hep lekeli...