Çocukluğuma yolculuğa çıktım bugün...
Kat izlerinde aradım kendimi...
Kokladım bir bir hepsini...
Hep aynı derin kat izleri...
Hep aynı tanıdık koku...
Daha 3 yıl önce Türkiye'de mağaza açmaya başlayan , 100 yıllık bir markanın ürünleriyle doluydu sandığım... Minicik patikler,çoraplar,tulumlar,elbiseler,montlar, hırkalar,battaniyeler, eldivenler ,çıngıraklar.. ve daha Anneciğimin elleriyle ördüğü bir sürü şey.. Yıllara meydan okuyorlar..
Uzun uzun kokladım hepsini.. Her ilmeğine , her düğmesine dokundum...
Yıllardır nasıl aynı kalabildiklerine şaşırdım.. Öyle ya nerdeyse 30 oluyorum... Nasıl oluyor da sanki bugün alınmış gibi ( bir kaç sandık lekesi hariç ) yepyeni duruyor yıllar önce giydiğim kıyafetler ?
4 yorum:
annem hiçbirşeyimi saklamamış benim hem çok kıskandım hem üzüldüm sanırım yerinde olsam çok ağlardım
aynı kalamayan tek şey ruhumuz..kesiklerle dolu..lekelerle..
Gonlumunbayramları ;
Annem çok sık kullanıp yıprandıkları hariç herşeyimi saklamış.. Göbek bağım bile duruyo o kadar yani.. Tek çocuk olduğum için sanırım böyle..
Zoitsa;
En çok yara alan ruhumuz zaten... Hep eksik, hep yaralı, hep lekeli...
Yorum Gönder