31 Ekim 2008 Cuma

Hayata dair tavsiyeler

Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama
Yarım saat erkene kurulsun saatin
Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin...
Pencereni aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin
Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin

Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin,
Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart
Çek kızarmış ekmek kokusunu içine

Bak güzelim kahvaltının keyfine...
Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis,
Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin
Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile

Sonra koş git işine, dünden, önceki günden,
Hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla,
Ohhh şöyle bir hafifle

Bir güzel kahve ısmarla kendine,

Seni mutlu eden sesi duymak için alo de

Hiç işin olmasa da öğle üzeri dışarı çık,
Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa
Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak

Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa,

Çocuk görürsen yanağından makas al...

Sonra, şöyle bir düşün,

Kimler sana yol açtı,

Sen çok dar da iken kimler seni ferahlattı,

Hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı ?

Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi ?
Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara

Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor...
Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak,

Yüzünde güller açtıracak...

Günün güzeldi değil mi
?

Akşamın da güzel olsun..

Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun...
Saklama tabakları, bardakları misafire
Sizden ala misafir mi var bu dünyada
Ailecek kurulun sofraya,

Öyle acele acele değil,

Vazife yapar gibi hiç değil,

Şöyle keyife keyif katar gibi,

Lezzete lezzet katar gibi,

Eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının...

Gece evinde, dostların olsun
Sohbet mezen, kahkahan içkin olsun...
Arkadaşım, hayat bu daha ne olsun
?

Ama en önce ve illa ki sağlık olsun!


Can DÜNDAR

30 Ekim 2008 Perşembe

TaTiL


Hafta sonu kaçamağı yapıp yarın tatile gidiyorum. Saatlerdir bavulun başında ne koysam diye bakıyorum. Hava soğuk olursa şunu giyerim koy bavula, sıcak olursa bu olur koy bavula, yürüyüş yapıcaz şu da olsun, akşam yemekte bunu giyerim şunu giyerim derken bir baktım bavulda yer kalmadı. Hafta sonu için bile olsa bavul hazırlamak ne zormuş yahu...


Her tatile gidişimde bir günlükte olsa tonlarca eşyayla giden ben; sonunda hepsini boşaltıp ufacık bir spor çantaya 3-5 kıyafet ve kişisel eşyaları koyup üstünde de boş alan bırakabilmeyi becerdim... ( Nasıl becerdim ona hala şaşıyorum yaa neyse ) “ Hafif seyahat etmek ” dedikleri bu olsa gerek :) Umarım hafta sonu hava mükemmel olur da bende almayıp kenara bıraktığım eşyalar yüzünden hastalanıp geri gelmem...

29 Ekim 2008 Çarşamba

Cumhuriyet 85 Yaşında

Cumhuriyet'imizin 85. yıldönümünde, Atatürk'ün bize çizdiği yolda, gururla inancımızdan, gururumuzdan, onurumuzdan ödün vermeden yürüyoruz ! Yaşasın Cumhuriyet !

28 Ekim 2008 Salı

Karartma Sona Erdi

'Hukuka aykırı LigTV'den yayınlayan 60 kadar blog nedeniyle, cuma günü erişime engellenen Blogger ve Blogspot için yapılan hukuki işlem sonucunda Diyarbakır Mahkemesi "erişime engelleme" kararını kaldırdı. Bugün 16:30 itibariyle Türk Telekom'a fakslanan kararın kısa süre içinde yürürlülüğe girmesi ve sitelerin erişime açılması bekleniyor

LigTv'nin telif hakkını ihlal eden pek çok site davasına alışmış olan mahkeme "erişime engelleme" kararını, Blogger ve Blospot için, avukatların başvurusu üzerine "eksik olan delil"lerin ulaşmasına kadar kaldırdı. Karar bizzat avukatlar tarafından Türk Telekom'a faks yoluyla bildirildi. '

Haberin devamını ' burdan' okuyabilirsiniz..



İşten geldim olmaz yaa bir deniyeyim dedim. Karşımda o sevimsiz kırmızı yazıyı görmeyi beklerken açıldı.... İnanılmaz sevindim fakat “ Korsan yayın ” yüzünden tüm blogların kapatılmasına da ayrıca çok sinir oldum :( Neden açıklanmadı baştan ? Böyle bir zan altında bırakılmak gerçekten çok kötü... Pire için yorgan yakmaya kalktılar...


Neyse ki zorlu geçen 4 günün ardından, hırsız gibi gizli saklı girdiğimiz bloglarımıza şimdi rahatça girebiliyoruz ve girmeye devam edicez... Şimdilik geçti gitti umarım tekrarı olmaz !!

27 Ekim 2008 Pazartesi

Krizde Para Harcamak

Bütün dünyayı kasıp kavuran kriz ... Dünya borsa endekslerinde toplu, sert düşüşler... Doların yükseliş rekorları... Dev bankaları bile tarihe gömen fırtına...Dünyadaki kriz sebebiyle insanlar farklı çözümler ya da çözüm önerileri aradıklarını malum. Paramızı nasıl harcamalıyız ? sorusuna Amerikalı yatırım uzmanı da şok bir analiz yapmış.

Bazen bir paragraf her şeyi özetliyor sanıırım !



Amerikalı yatırım uzmanı Dr. Marc Faber bu ayki bültenini şu zihin açıcı satırlarla tamamlamış:


"Federal hükümet bize 600 dolarlık bir geri ödeme yapıyor. Eğer bunu büyük mağazada harcarsak para Çin'e gidecek.Benzin alırsak Araplara. Bilgisayar alırsak Hindistan'a, giyim eşyası alırsak Pakistan'a, sebze ve meyve alırsak Meksika, Honduras (?) ve Guatemala'ya gidecek. Düzgün bir araba alırsak Almanya'ya, gereksiz çerçöpe yatırsak Tayvan'a gidecek ve bunların hiçbiri Amerikan ekonomisine fayda sağlamayacak.




Parayı ülkemizde tutmanın tek yolu; hayat kadınlarına ve biraya harcamak, çünkü artık
ülkemde üretilen şeyler sadece bunlar..!

Ben iyi bir vatandaş olarak üzerime düşeni yapıyorum...
"

26 Ekim 2008 Pazar

Gelincikler


Sonbahara inat, narin dalı bir o yana bir bu yana salınan, rüzgârla adeta dans eden bir gelincik gördüm... Hırçın rüzgâr koparmış bir kaç yaprağını ama inatla hala ayakta...

"En narin, bulunması en zor çiçektir
Kırlardan başka yerde barınamaz!
Gözleri sürmeli gelin... "


Derdi annem gelincik için... Ufakken büyümüş açılmış olanlardan gelinler yapardı. Evirir çevirir bişeyler yapar ve sonunda gerçekten etekleri rüzgârda salınan bir gelin olurdu o narin çiçek... Tomurcuklarını da evirir çevirir damat yapardı.

"İşte bu yüzden her gelincik dalında
Bir tomurcuk birde açmış çiçek olur"


Derdi annem... O inatçı gelinciği görünce aklıma geldi;



"gelincikler büyüyünce gelin mi olur anne ? "

25 Ekim 2008 Cumartesi

Cıss SaNSüR

Hayatımız boyunca bişeyleri öğrenmemiz, söylememiz yasaklandı... Neleri görüp neleri görmeyeceğimize, neleri okuyup neleri okumayacağımıza başkalarının karar vermesi bu aralar hiçte yabancı deil... Hoşlarına gitmeyen şeylerde engellendik hep kontrol altında tutmak adına... Çocukken hani dokunmamamız gereken şeylerde annelerimizden ya da babalarımızdan bir ses çıkardı cıss! Şimdi devletin başındakiler aynı şeyi yapıyor! İzleme, görme, düşünme, karar verme, dokunma, hissetme, konuşma...



CISSS..!


"Tüm sakıncalı ayıklanmalı,
Herkes ve her şey tek tip olmalı,
Tüm bu farklılıklar makaslanmalı,
Hepsi kara poşetlerle boğulmalı

Televizyon ekranları karartılmalı,
Bütün gazeteler toplatılmalı,
Onlar gibi düşünmeyen herkes,
Zindanlara tıkılmalı!

Sansür yapmalı!
Sansür yapmalı!
Sansür yapmalı!
Kesip biçip her şeyi
Kolaj yapmalı ---Rashit
"

Bundan 6-7 ay kadar önce Tekirdağ da çocuk pornosu, şantaj vs gibi suçlarla tutuklanan bir adam vardı... Önceki gün bir cafede rastladım yanında bir mafyayla birlikte... Yüzsüzlüğü o kadar ele almış ki bir de sırıtarak selam verdi... Bütün cinlerim tepeme çıktı!!!


Bu kadarına da yuuuhhhh artık dedim !


Liseli, orta okullu kızların görüntüleriyle yakalandı, ufacık çocuklara elindeki açık seçik resim,video vs belgelerle internete ya da ailene veririm diye şantaj yapıp, ona buna peşkeş çekti.Kodamanlara peşkeş çekmekle yetinmeyip o kodamanları da görüntüleyip onlara da şantaj yaptı...


Bunca şeye göz yuman ve bir kaç ayda , (bunca kurban yetmiyormuş gibi ) daha bir sürü kurban bulsun diye sokağa salıveren devletimin hakimleri hala internet sitelerini sansürlemeye uğraşsınlar!!!!!


Ortalıkta Şerefsizler dolaşmaya devam ediyorrrrrrrrr!!!!!!!


24 Ekim 2008 Cuma

Yasak


Yasaklar...
Yasaklar...
Yasaklar...
Yasaklar...
Yasaklar...

Önceki yıl WordPress sonra Youtube
Bi blogspot kalmıştı kapatılmadık onu da kapadılar lanet herifler... Açıklama da yok kıytırıktan iki kelime yazmışlar;

Bu siteye erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir. T.C. Diyarbakır 1. Sulh Ceza
Mahkemesi 20.10.2008 tarih ve 2008/2761 sayılı kararı gereği bu siteye erişim
engellenmiştir.
Access to this web site has been suspended in accordance with
decision no: 2008/2761 of T.R. Diyarbakır 1st Criminal Court of Peace
.”


Sırada hangisi var ???


Bu işin suyu çıktı artık!!!
Kökten interneti kapatırlarsa şaşırmam!
Google’a Banned in Turkey yazdığınızda çıkanlara bir göz atın... Rezilliği görün!

Fikirlerimizi düşüncelerimizi paylaşmamamızı, beyinleri yıkanmış sürüler halinde dolaşmamızı istiyorlar... Yazmayın, konuşmayın, düşünmeyin, öğrenmeyin, eleştirmeyin, kendi kendinize kararlar almayın, bıdı bıdı bıdı......

E yuh yani!...

T.C Mahkemeleri bloglarla uğraşacağına (madem bu kadar teknolojiyle alakalılar !) ip adresinden takip etsinler. Kimle dertleri varsa gidip onunla uğraşsınlar! Biri bu komediyi durdursun artık!

23 Ekim 2008 Perşembe

Kesit


—Günün nası geçti ?

—Dünkü gibi...

Yaşıyorum işte... Bi ileri iki geri...



Sevişiyorum düşlerle... Gerçeklerin bizi bulamayacağı kuytu köşelerde...

22 Ekim 2008 Çarşamba

Kime Göre

"Güzel bir gelecek sizi bekliyor ! "

Kime göre ???

Her sene tenekeyi çamur kaplayıp kışlık soba yapmak, bakkaldan çay bardağıyla yemeklik yağ almak, bir çorba kaşığı çay ile demlenen çay için çocukların;

"baba, ben bu sefer iki tane içecem",

“baba ben şeker de koysam olur mu” ?

Demesi, ilk defa şarap içip sarhoşluktan şişeyi kıran kardeşine

"ne kırıyon lan, satar tek sigara alırdık" diye çıkışan ağabey...

Muzaffer izgü - Zıkkımın Kökü