29 Kasım 2012 Perşembe

DüN


Hepimiz biraz koleksiyoncuyuz aslında... 

Biriktirdiğimiz "dün"ler var..







28 Kasım 2012 Çarşamba

ÇeKiLiŞLeR - HeDiYeLeR


Serapça Çekiliş Yapıyor.. 






Bayıldım hediyelere.....

Katılmak için ;






Moriçe Çekiliş Yapıyor...



Çok şirinler ama yaa....

Katılmak için ;



Sonsuz Dekorasyon Çekiliş Yapıyor




Bayıldımmmmmmmmmmmmmmmm 

Katılmak için ;




Hepsi birbirinden harika hediyeler umarım Şans yüzüme güler benim olurlarrrrrrrr


Santa bak yeni yıl ve doğum günüm geliyor lütfeennnnn !!! Benim olsunlarrrrrrr




27 Kasım 2012 Salı

CaN SıKıNTıSıNa ŞaRKıLaR PaRT 1

Bazen öyle daralıyorum ki ne yaparsam yapayım sıkıntı geçmiyor..

Bazı şarkılar var can sıkıntısına birebir....

Katy Perry - Last Friday Night (T.G.I.F.)




Kek - Nil Karaibrahimgil




Bon Jovi - it's my life




Hilary Duff - Fly




Hilary Duff - Someones watching over me



 Jessie J - Price Tag ft. B.o.B.

 


 Kety perry E.T

 

26 Kasım 2012 Pazartesi

oNCe uPoN A TiMe





Bilen bilir zaten dizilere fena halde takılmış durumdayım son bir kaç yıldır. Sürekli yabancı dizi izlerim...


Son zamanlardaki favorim ; Once upon a time...

Arada bazı cümlelere takılıp kalıyorum.. Bazen onlarla birlikte gülüyorum , bazen hüzünleniyorum..

Kısaca konusundan bahsetmek gerekirse ; Sonu mutlu biten tüm masal kahramanlarının kötü cadının laneti yüzünden bir kasabada normal bir hayata sıkışıp kalmalarını anlatıyor dizi... Hiç biri kasabanın dışına çıkamıyor..

Tabi bir kurtarıcı ve kehanet olmadan olmaz dimi ?

Kehanete göre Pamuk prensesle yakışıklı prensin kızları emma 28. yaş gününe geldiğinde kötü cadının lanetinden kurtaracak tüm masal kahramanlarını...

 Bakalım kehanet işe yarayacak mı ?

Kurtarıcı gerçekten de bir şeyleri değiştirip kurtarabilecek mi pamuk prensesle yakışıklı prensi...?

Eeee kalanını da izleyip görün :)

Çok sevdim ben bu diziyi... Normal peri masallarından çok farklı işlenmiş konu.. Her bölümde farklı bir masal işlenmiş..

İzlemeyi düşünenlere tavsiyemdir :)


25 Kasım 2012 Pazar

KıSa KıSa


*Saçlarımı kestirdim bugün...
1 karış gitti sanırım..
Aldırdım tüm kırıklarımı... Can kırıklarım duruyor...

*Swatch saatimin kordon meselesi ciddi bir krize dönüştü.. Koskoca firmada saatin kayışı yok nasıl iş bu yahu....  1 ay olacak bir kayış bulup takamadılar... Zaman kavramımı yitirmek üzereyim...

*Arkadaşlarım geldi bugün İstanbul'dan... Özlemişim uzun uzun sohbetleri..
Uzaklıklardan yorulmuşum , Asiyeyle kahkahalar atarken anladım...

*Gardenyam küstü... Açmıyor... Bu konuda bilgisi olan ?

*Dün Aşure yaptım... Bu hızla yersem yakında patlayacağım :) Kilo aldırmayan tatlılar icat etsinler....

*Yarın yine Pazartesi ve yine hastane günleri başlıyor... Şu ışın tedavisinin bitmesini istiyorum...


24 Kasım 2012 Cumartesi

KoMŞuM

Sevgili Blog

Biliyorsun bir komşum var  Bknz : Komşum

Allah akıl dağıtırken kenara köşeye saklanmış modda yine kendisi...

Sabah sabah telefonum çaldı..

Sevgili komşum : Ruyaylaa evden dışarı çıkamıyorum... !

- Neden ? ( Her seferinde bu tongaya düşüyorum ve neden diye soruyorum ne işime geliyosa artık !! )

Sevgili komşum : Gözetleme deliğinden baktım galiba biri var dışarda !!!!

- Kim ? ( Sanane be ruyayla otursana yerine kimse kim )

-Sevgili komşum : Ay bilmiyorum biri var !! Göremiyorum bişey !!!

-Açsana kapıyı bak kimmiş ? ( Allahım akıl fikir ver )

- Sevgili komşum : Açamıyorum , korkuyorum sen bakkkk.... 

Çaaatt kapattı telefonu....

Çıktım dışarı baktım Sevgili komşumun kapısına 'Dominos pizza' reklamını yapıştırmışlar.. Şeffaf poşetten dışarısını bulanık gören sevgili komşuma seslendim ;

-"çık dışarı kimse yok " 

-" aç kapıyı " 

falan ama tık yok açmıyor kapıyı.

Telefon ettim evine ( Kapıyı açmayan kadın ev telefonunu açtı şükür...)

- Kapıda kimse yok aç kapıyı...

Kapıyı açtı deliğe baktı reklamı gördü.. " Aaaaa kimse yokmuş " 

( Allahım sanaaaa geliyorummmmm )








Benim dışarı çıkmadan kapı dürbününden bakan Sevgili komşum.... Sabah sabah kabus musun nesin ?

22 Kasım 2012 Perşembe

Rhythm's : Holding Out For A Hero



I need a  Hero !!!

Like Damon 





Damon and Elena... 
Contains spoilers for 3x09 

Song: Holding out for a Hero 
Artist: Ella Mae Bowen

21 Kasım 2012 Çarşamba

öYLe iŞTe








"You can't jump into tomorrow
Until you have gone through Today....
You can't go back to yesterday
Because the door to the past is closed and locked..."

Bazen bir cümle okursunuz ve onun için söyleyebileceğiniz tek şey ;  " Doğru " olur..

Öyle işteee....


20 Kasım 2012 Salı

DoWNLoaDiNG





Zihnimin kapı eşiğinde bekleyen , kim bilir ne zamandan kalma, yıkık dökük cümleler...
Üşüyen ellerimin arasında sıcacık bir fincan kahve...
Fonda Within Temptation - My Memories Keep You Near...

Hayatıma anlam yüklüyorum - downloading....please wait!..

19 Kasım 2012 Pazartesi

Larenks CA iMiŞ..

Bugün yine hastanedeydik.. Işın tedavisine başladılar babam için...

Daha önce yazmadım hiç bu konuda.. Yazarken sanki tekrardan yaşanacakmış gibi geldi hep.. Bilmem belki de anlatınca daha iyi olur...


Ağustos ayının başlarıydı.. Babamın boğazında bir yumru şeklinde şişlik oluştu. Önce hastaneye gittiğimizde sinüzitten olduğunu söyleyip antibiyotikle eve yolladılar bizi..

Ama gün geçtikçe şişlik artmaya , yutma güçlüğü , ses kısıklığı , ateş, titreme ve hatta uyku yaptı. İlaçları bitirmeden hastaneye gittik tekrar. Gelişmiş bir tetkik yapılması için Üniversite hastanesine yolladılar bizi..
( Siz siz olun tek bir hastaneyle kalmayın )

İşte başımdan aşağı  kaynar sular döküldüğü zaman o zamandı...

KANSER...

Babam gırtlak kanseriydi...


Önce kabullenmedim. Tüm tetkikler yapılana kadar bir yaprak gibi ordan oraya savruldum.

Büyük ihtimal dese de doktor inanmadım...- Yok dedim Babam iyi yanlış teşhis koydular. Hem kanser böyle olmaz ki babam çok sağlıklı...

Oysa ki ben değil onlar kazanmıştı. Tüm çırpınmalarıma rağmen PET Çekiminden sonra babamın gerçekten de gırtlak kanseri olduğu  Larenks CA  ve acil cerrahi müdahale  Total Larenjektomi  gerektiği anlaşıldı ve 1 hafta içinde ameliyata aldılar...


Ayın 28 iydi... 28 AĞUSTOS...

Kabus gibi bir 10 saat geçirdim... Doktorlar ameliyat kapısında durmama izin vermediler.. Akrabalarım alıp eve getirdi..

Hayatımda hiç bu kadar ağladığımı hatırlamıyorum.. Zaten genelde sinirimden ağlamışımdır şimdiye kadar.. Bir de sindiremediğimde....Ama bu defa çok farklıydı.. Kaybetme korkusundan da çok öte bir şeydi o gözyaşlarıyla içimden dökülenler...  İçimin acısına çare olmuyordu hiç bir şey...

Gözümden süzülen damlaların ıslattığı yastığa kıvrılmış , ıslak bir kedi yavrusu gibiydim... Saatler geçmedi o gün..

Duvarlar üstüme üstüme geldi daha fazla evde duramayınca hastanede aldım soluğu ve babamın ameliyattan çıktığı an derin bir nefes aldım... Sildim gözümün yaşını ve gözyaşları orda kaldı..


İlk 1 hafta her şey çok zordu..

Kan görmeye dayanamayan ben tamamen değiştim... "Acaba" dediğim şeyleri tam bir soğuk kanlılıkla hallettim. Ama sanırım insan bu dönemde bir süper kahraman edasında dünyayı kurtaracak gücü buluyor kendinde...

2 hafta keyfim daha da yerine gelmeye başladı. "Bu kadar çabuk iyileşen bir hastayı daha fazla burda tutmayalım.  Eve göndericez sizi " cümlesini duyduktan sonra tabi...

Prosedürler vs halledildiğinde Eylül ün 12 siydi... Evimize sağ sağlim geldik...


Ama bitmedi tabi ki...

Pataloji sonuçları bayağı uğraştırdı beni. Haftanın her günü bıkmadan aradım peşinde koşturdum yine de çabuk çıkmadı sonuçlar...( Gittiğimiz yerde doktor açıkları varmış ) 2 ay sonunda sonuçları aldım. Lenf bezleri temiz çıkmış. Gırtlağın adem elması kıkırdağında ufak bir tutulum görülmüş. Işın tedavisi verildi.

Neyse ki yolu yarıladık. Bu günden itibaren aralığın 21 ine kadar hafta içi her gün ışın tedavisine gidicez..

Umarım yolun kalan kısmı sorunsuz sıkıntısız geçer ve babacım bundan sonra sağlıklı sıhhatli olur... Gerçi ses telleri alındığı için şu an konuşamıyor. Ve konuşma eğitimi de olması gerekiyor ama bakalım bunlardan sonra kafa yorarız artık ona da....

*Resimler Alıntıdır...

18 Kasım 2012 Pazar

iÇiMDe öYLe BiR BEN VaR Ki

Daha önce "zaman zaman" kendimi hiç bir yere ait hissetmediğimi söylemiş miydim ?

Ne zaman sıradanlıktan uzak bir gün yaşasam, başka bir hayata ya da başka bir şehre adım atsam daha da fazla farkediyorum bunu...





İçimde öyle bir BEN var ki ; hiç bir yere ait değil... Sırt çantasını ve bir kaç önemli eşyasını alıp alıp, doğru bildiklerini dokuz yerden bıçaklayıp gitme hevesi var...

İçimde öyle bir BEN var ki ; takılmış plak misali bazı akşamlar sabahlara kadar aynı şarkıyı mırıldanırken , mevsim normallerine inat çiçekler açıp , kuşlar uçurur yüreğinden...

İçimde öyle bir BEN var ki ; Asi , inatçı , başına buyruk, ne istediğini bilen...

İçimde öyle bir BEN var ki ; yağmur yapışmış gözlerine inat Gülümseyen...

İçimde öyle bir BEN var ki ; Kurduğu cümlelerin yarısı devrik..

İçimde öyle bir BEN var ki ; Kendi içinde peydahlayarak doğurmaya çalıştığı hayalleri uğruna çektiği sancıları saklayıp burnunun dikine giden...

İçimde öyle bir BEN var ki.....

17 Kasım 2012 Cumartesi

öYLeSiNe VoL 11




Maksat;
Hayata renk katmaktı tüm verdiği acılara rağmen... Gülümsemekti gözyaşlarına inat...

Anlatabilmekti yüreğine batan , sindiremediğin her şeyi... Ama isyan etmeden...

Kötü hissetsen bile gülümsemeyi başarabilmekti...

Önemli olan zaten bu değil mi ????

16 Kasım 2012 Cuma

DuRuM RaPoRu



* Bir zerde sevdasıdır aldı başını gidiyor... Bulsam kazanla pişecek evde o kadar yanii.. Hayırlısı.... Kilo yapmasa bari ....

* Saçlarımın rengini değiştirdim.. Hemen saç dipleri çıktı bir de saçım uzamıyor diye hayıflanırdım... Meğerse ben farkında değilmişim...

* Son günlerde hastanelerle pek sıkı fıkı olmaya başladık yine... Her şey çabucak bitse keşke... Çok yoruldum.... Böyle şok tedaviler olsa keşke... Bir iğne vursalar ya da bir ilaç verseler Hooopp iyileşiverse herkes....

*Yarışmalara fena kaptırdım yine kendimi... Bulduğum her yarışmaya katılıyorum.. Kazanamasam da sorun değil maksat oyalanmak :) Yanında kazanınca değmeyin keyfimee :)

*Şu mutfak büyüsüyle çekip alıyor beni içine... Yemek yapmak keyif olmaya başladı son zamanlarda... Fırından ve ocaktan gelen kokuların büyüsüne kaptırıyorum kendimi dalıp dalıp gidiyorum.. Arada yakıyorum , bazen de "el kararı göz kararı "  dedikleri şeyi bulamadığım için kendimce hayıflanıyorum ama olsun yine de seviyorum mutfağı :) Bir Gün Mutlaka Olacakk !!!



Ve son olarak ;


Uzun zamandır yapmadığım şeylerden biri ; Canım arkadaşımla Türk kahvesi keyfi pek iyi geldi bugün ahh ne çok özlemişim güzel sohbetleri... Değmesinler keyfimize....



15 Kasım 2012 Perşembe

SüTLaÇ

Ahh ahh mis gibi kokardı eskiden ev mis gibi süt....


Mahallenin sütçüsünden alınan süt bir güzel kaynatılır, birazı sütlaç birazı da yoğurt yapılırdı
Bknz : eV YaPıMı YoĞuRT

Eskiden ne güzelmiş demekten alamıyorum kendimi... Annem çeşit çeşit yemek yapardı.. Herkesten bir başka olurdu anne eli değmiş yemekler... Başka kokardı... Başka görünürdü...Bir başka lezzetliydi...

Anne kurabiyeleri eksik olmazdı evden...

Neyse çok dalmadan derinlere, yoğurt tarifini verirken söz verdiğim gibi Sütlaç tarifini vereyim :)

Anne sütlacı ;

Malzemeler ;

2 lt süt
2 çay bardağı pirinç
1,5 su bardağı şeker
1 paket vanilya (isteğe bağlı )

Yapılışı ;

Pirinci yıkayıp süzün, Üzerine sütü ekleyin ve ara ara karıştırarak, kısık ateşte pişirin.... Bir süre sonra pirinçlerin şiştiğini göreceksiniz. Pirinçleri iyice pişene kadar yani nişastasını salana kadar pişirin.

Kıvam çok önemli puding kadar koyu olmamalı kıvamı. Muhallebiden biraz daha sıvık olmalı. Sıvık nasıl bir kelimeyse artık :)

Eğer istenilen kıvama gelmişse  Şekeri ekleyin.. ( dilerseniz bu arada vanilyayı ekleyebilirsiniz )

Benim damak tadıma göre 1,5 su bardağı şeker yeterli oluyor fakat daha tatlı isteyen olursa biraz daha şeker ekleyebilirsiniz.  Şeker eridikten sonra 6-7 dk daha kısık ateşte kaynatın ve ocağın altını kapatıp sıcak sıcak kaselere boşaltın.




Tamamen soğuduktan sonra dilerseniz üzerine tarçın serpebilirsiniz...


*Pirinçleri isterseniz önce 2 su bardağı suda haşlayıp süte ekleyebilirsiniz. Bu şekilde pişme süresi azalabilir ama bence o şekilde su kokuyor o yüzden ben annemin ve koca yengemin yaptığı gibi sütün içinde pişiriyorum pirinçleri... Daha lezzetli ve daha kıvamlı oluyor...

14 Kasım 2012 Çarşamba

TeKeRRüR

Kaçsam gitsem buralardan uzaklara çook uzaklara...

Anılarımı , yaşanmışlıkları yanıma almadan...



Mümkün değil biliyorum..


Bunca şeyin ortasındayken  ! imkansızı istemek , olmayacak duaya amin demek gibi...

Önümüzdeki hafta o hastane koridorlarından uzak olabilsem keşke....

Elimden gelse keşke....


Keşke keşke keşke....


Dönüp dolaşıp buluyor beni bu kelime... Hep bir yerden çıkıveriyor karşıma...


13 Kasım 2012 Salı

eV YaPıMı YoĞuRT

Evde yoğurt nasıl yapılır... ???

Bir kaç gündür annemin eskiden yaptığı gibi ev yoğurdu istiyor canım... Çocukluğumda annecim hiç satın yoğurt almaz , mahallemize gelen sütçüden aldığı sütü kaynatır mayalar hatta sütten biraz da ayırıp sütlaç yapardı...

Mis gibi kokardı ev.. Mis gibi kokardı yoğurt...


Şimdi bende bundan sonra satın yoğurtlara yüz vermeyip , evde kendi yaptığım mis gibi yoğurdu yemek istediğimden sıvadım kollarımı...

Önce 5 Lt süt aldım mahallenin sütçüsünden :)

Süzdüm Tencereye koydum.. Arada bir karıştırıp havalandırarak kaynattım. Kaynamaya başlar başlamaz ocağın altını kıstım. Tahmini 10 dk daha kaynatıp altını kapattım.

Kaloriferin yanına bir battaniye serdim. O battaniyenin üzerine mayalayacağım kapları yerleştirdim. Ilınmasını beklemeden kaynattığım sütü kaplara boşalttım... ( Eğer babam gibi sizde kaymak sevenlerdenseniz mayalanacak kapta ılınmasını beklerseniz kaymak tutar. )

Sütün ılınıp ılınmadığını anlamak içinse serçe parmağınızı süte değdirin 7-10 sn durabiliyorsanız tam kıvamına gelmiştir . Eğer dereceniz varsa 40-43 derece olması yeterlidir.




Her 1 Lt süt için 1 çorba kaşığı maya... Ilınan sütten bir kaseye bir miktar koyup 1 kaşık yoğurt ekledim biraz çırptıktan sonra ılınmış olan süte bu mayayı ekleyip karıştırdım. ( Eğer kaymaklı istiyorsanız kaymağı bozmadan kenarından mayayı ekleyebilirsiniz )

Ve işte oldu mayaladık.

Şimdi kapların kapaklarını kapatıp sütün ısısını kaybetmemesi için battaniyeye sarıcaz.. 5 - 6 saat bu şekilde kaldıktan sonra buzdolabına koyabilirsiniz yoğurdunuzu.. Buzdolabında ne kadar dinlenirse o kadar kıvamlı olur yoğurdunuz :)

Önemli :

*Süt iyi kaynamazsa ve ya fazla bırakılırsa yoğurt sulanır.
*İsterseniz kapakları kapatmadan bir kaç kat havlu peçete koyabilirsiniz. Sütün buharını alır ve sulanmamasını sağlar..

*Ben 1 litreden fazla mayaladığım için sütün tamamını tek bir yerde mayalamak yerine ayrı ayrı kaplarda mayalamayı daha uygun buluyorum. Hem tüketmesi daha kolay oluyor hemde saklaması...


Ayırdığım 2 lt sütten de sütlaç yaptım mis gibi koktu ev.... Tıpkı annemin yaptığı gibi....

Onun tarif de daha sonra :)

12 Kasım 2012 Pazartesi

SoNBaHaR

Sararan yapraklar....

Yağmur yağdığında battaniyeye sarılıp kitap okumalar...

Rüzgarla dağılan saçlar...

Yalnızlık...

Nam-ı diğer hazan/hüzün mevsimi...

Geç geldin ama Hoşgeldin... Bi kahve ?

11 Kasım 2012 Pazar

öYLeSiNe VoL 10

Yıllar ışık hızıyla geçiyor...

Büyüyorum...

Kazanıyorum ... Kaybediyorum....

Hayatımdaki insanlar değişiyor..  İlgi alanlarım değişiyor.. Dünya değişiyor...

Ama hatalar aynı hatalar....  Pişmanlıkların kokusu bile aynı....




10 Kasım 2012 Cumartesi

8 Kasım 2012 Perşembe

KiM Ki Bu DeLi ÇeKiLiŞ YaPıYoRRR


Öyle güzel hediyeler seçmiş ki Kim Bu Deli katılmaktan alamadım kendimi... 

İşte çekilişin linki ; Gidin bir gezin bakalım :)


7 Kasım 2012 Çarşamba

üRüN TaNıTıMı - DoVe LiMiTeD EDiTioN BeauTY BLoSSoM


Kokulara çok meraklıyımdır ben... Aldığım kremin kokusu büyüleyici olmazsa isterse yüzyılın icadı muhteşem bir krem olsa yine de kullanmam onu...

Şimdiye kadar sadece Nivea Happy Time Portakal çiçeği 'nin kokusu beni benden almış ve yıllardır vazgeçilmezim olmuştu...


 

Taa ki Dove Sınırlı sayıdaki Güzellik çiçeği onun tahtını sallayana kadarr....

O nasıl büyüleyici bir kokudur ?????




Benim gibi kokulara meraklıysanız deneyin pişman olmazsınız ve kokusu da uzun süre kalıcı :)




6 Kasım 2012 Salı

Tohumlarımızın Nesli Tehlike Altında!


Binlerce yıllık tarım geleneğini barındıran Anadolu topraklarında yetişen yerli tohumlar yaşamın sürekliliğini temsil ediyor.

Atadan kalma tohumlarımız;

* Lezzetli ve sağlıklı gıdaların temini için birer genetik hazinedir
* Binlerce yıldır değişen koşullara uyum sağlayarak günümüze ulaşmayı başarmış numunelerdir
* Tarımsal biyoçeşitliliğin önemli bir parçası ve yaşamın sürdürülebilirliğinin olmazsa olmazıdır
* Dışarıya bağımlı kalmaksızın ülkemizin gıda güvenliğinin teminatıdır

Ancak bugün Anadolu’ya özgü yerel tohum çeşitliliğimiz yok oluyor. Tek seferlik, ticari tohumların egemenliği nedeniyle gıdamızın ve geleceğimizin güvencesi yerli tohumların nesli tehlike altında! Yeryüzünde zengin çeşitlilikteki yaşamı sürdürebilmek, atalık tohumlarımızı gelecek kuşaklara aktarmamıza bağlı.

TOHUM TAKAS AĞI, yüzyılların bilgisini taşıyan yerli tohumlarımızın korunup yaygınlaşmasını amaçlıyor.

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin, Adım Adım Oluşumu desteğiyle yürüttüğü TOHUM TAKAS AĞI KAMPANYASI’na destek olarak,

* Anadolu’nun dört bir yanındaki ekolojik çiftliklerde yerli tohumların çoğaltılarak paylaşılmasını sağlayacak;
* Bu toprakların yüzlerce yıllık bereketinin, lezzetinin, besin zenginliğinin ve kültürünün gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için sağlam patikalar oluşturacaksınız.






Verdiğiniz desteğin her kuruşu binlerce yeni tohuma dönüşecek...

Kredi kartı ile bağış yapmak istiyorsanız: https://www.bugday.org/portal/BagisAdimAdim.php

EFT/havale yoluyla bağış yapmak istiyorsanız:
Alıcı Adı: Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği
Garanti Bankası Karaköy Şubesi - Şube No: 400
Hesap No: 6295240
IBAN No: TR67 0006 2000 4000 0006 2952 40

www.bugday.org - www.yasasintohumlar.org
facebook.com/BugdayDernegi
twitter.com/BugdayDernegi
Twitter paylaşımlarınız için hashtag: #YasasinTohumlar

Bir bumads sosyal sorumluluk içeriğidir.

5 Kasım 2012 Pazartesi

HaYaT

Hayat.. ! Ne kadar kısa ve kolay yazılası bir kelime dimi ? ? ?

Oysa sorsak" Hayat nedir ? "diye herkesin başka başka cevapları vardır..

Yanlışlara doğruları doğuranlar olduğu kadar, doğrulara yanlışları doğuranlarda var..

Geceleri yanan her ışıkta farklı hikayeler , farklı dünyalar var oysa...

Herkesin başka bir HAYAT'ı var...


Bu kadar farklı HaYAT içinde HAYATIM olur musun ???




4 Kasım 2012 Pazar

DePReSiF RuYaYla




Depresyondayımmmmmm 

Derinlere daldım... 

Kurtulmaya , arınmaya , unutmaya 

Hatta ve hatta Deriiinn Derin Uykulara


ihtiyacım var..... !


3 Kasım 2012 Cumartesi

...

Fotoğraf: 'Üzülmeye değmez' diyor Dünya.
"Bırakıp gidenin de, gidip gelmeyenin de canı cehenneme!"

- Canan Tan



Gözlerimden süzülenler de boğuldu her şey... 


1 Kasım 2012 Perşembe

SeN






 "  Sen İsrafil ' in üflediği Sur kadar kıyametler koparıyorsun içimde.... "