17 Şubat 2009 Salı

KaDeRDeN KaÇıLMaZ

Blog yazmaya başladığımdan beri ilk defa ne yazmalıyım? dedim..
Ne yazabilirim ?
Harflere, cümlelere yüklediğim anlamlar öncekiler gibi bu defa da beni biraz da olsa huzura kavuşturacak mı ?
En azından günden güne büyüyen bu şeyleri anlatmama yetecek mi ?
İçimi dökmeme yardım edicek mi ?
Yeni kayıt sayfası saatlerce açık kaldı önümde..
Bugün ve önceden olanları düşündüm... Canımı sıkan şeyleri görmezden gelmek istedim..

Yapamadım..

Bu defa beceremedim!



Uzun zamandır kendi içine kapanan ve yaklaşmama izin vermeyen dostumla konuşmaya çalışmakla başladı bu düşünce kuyusuna düşüş.. Sorununu az da olsa ağzından almayı başardım.
Aynısı olmasa bile benzer sorunların bende de olduğunu ve benim o sorunları ne kadar derinlere gizlediğimi farkettim...

Aslında bu kadar canımın sıkılmasının, bazı anlarda sinirlerime hakim olmakta güçlük çekmemin ve ani tepkiler vermemin asıl sebebiydi bu...

Omuzlarımın taşımakta bazen zorlandığı şeyleri anlatarak biraz da olsa yükümü hafifletmeye çalışırken, anlattığım insanların bunu irdeleyerek tabir-i caizse tokat gibi suratıma vurmasından, acıyan gözlerle bakmasından sıkılmam ve " Allah sabır versin, işin çok zor" demelerine tepkisiz kalmam da bundandı..

İçimde yatan ve her dışarı çıkmak istediğinde üstünü örtme çabalarına girdiğim Sorunlar Yumağından kaynaklanıyordu herşey.. "Kader ağlarını örmüş bir kere" lafının doğruluğuna bir defa da inandım..



Kaderdi evet! Tüm bunların sorumlusu olarak ipin ucuna onu gönderdim.. Asmak istedim , herşeyi SİL BAŞTAN yaşamak..

Mümkün müydü ?
HAYIR !

İdam sehpasından döndü bir kere daha Kader !

Babamın küçüklüğümden beri anlattığı Kıssa dan hisse'leri düşündüm sonra..
Her kötü şey'in getirdiği güzel şeyleri...
"Mutlu olmalıyım " dedim.. İç sesim 'Bu kafayla çok beklersin sen daha' dedi..
Duraksadım..
Mutluluk kelimesinin anlamını sorgulamaya başladım..
Neydi mutluluk ?
Neyin arkasında saklıydı ?
Dün zıplayan kız nerdeydi ?
Dün mutluydu da bugün mü karanlıklara boğuldu ?


Oynadığım oyunun bir defa daha farkına vardım..
Ben aslında
var olmadığını bildiğim
bir dünya kurmaya çalışıyordum
elimde kalan
bir kaç yanık, kırık dökük hayalle!

Hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını bile bile...

4 yorum:

Seyyah dedi ki...

Hiç birşey eskisi gibi olmaz.Ama yeni kapılar da eskileri aratmaz.Geçmişle öyle çok Oya lanıyoruz ki,gelecekteki güzellikleri elimizle itip,MUTLULUĞUn kaçıp gitmesine kendimiz izin veriyoruz.Anlar vardır.Bir an MUTLUSUNDUR,bir an gelir MUTSUZ.Bu insanı özelliklerimiz.Yoksa bizi diğer canlılardan ayıran ne kalırdı ki geriye.Yiyip,içmek,....,Bunları diğer canlılarda yapıyor zira.

Camilla dedi ki...

umutsuzluk hic yakısmıyor sana ruyaylam:(

RuYaYLa dedi ki...

Elvancım ;
Ne desem ki "haklısın"dan başka..

RuYaYLa dedi ki...

Camillam;
Geçicek bu da :) Öyle özlemişim ki seni..