8 Eylül 2008 Pazartesi

içimdeki kelimeler...

I


Nedir bendeki eskileri yenileme çabası bu aralar…

Önceki yazılarımdaki beğenmediğim mısraları değiştirmek neden?

Hala çayı 2 şekerle, kahveyi 3 ü 1 arada içerken, balkondaki kuşluk vakti tomurcuk veren sardunyalara yine özenle bakarken değişen ne?

Bazen sorular sormaya korkuyorum kendime…





II


Kimsesizliği içine sindirmeye çalışan içimdeki ufak kızın gözyaşlarını silmeye çalıştım “gözyaşı lekeleri çıkmaz” diye...

Ayaklarımın pedallarına yetişmediği üç tekerlekli bir bisikletle oyaladım çocuk yüreğimi… Yağmurlar yıkıyorken yüreğimin ücra köşelerini, uçurtmamın kuyruğuna asıp uçurdum gözlerimi en uzağa bakabilmek için… Kırlara çıkıp avazım çıktığı kadar haykırmak istedim, tekrar tekrar ve dört ana yöne dönerek…

Elimi attığım tüm kitapların kapağında farklı yüzlerimi görmekten sıkıldım artık...

Bazen düşündüğünü ses-e dökemezsin...

Bazen söylediğini kelime-lere…

Akreple yelkovanın gürültülü arkadaşlığında tükettim kelimelerimi…

Hiç yorum yok: